İnceleme: Şahane Misafir

Yazıma filmdeki şahane şeylerle başlamak istedim. Hikaye şahane gay bir adam var oyuncu olmak için Roma'ya gelip ev tutuyor bu sırada seks düşkünü kuzeni ona yardım ediyor. tuttuğu evde ikinci dünya savaşından kalma ajan tiyatrocu hayaletler var. şu hikayeyi Tim Burton yapsa ortaya çok başka bir film çıkardı sanırım neyse bir diğer şahane şeyse filmin müzikleri müziklerde de özellikle filmin sonunda Sezen Aksu'nun seslendirdiği şarkı şahane. film müziklerinde Sezen Aksu'nun haricinde Pasquale Catalano'nun imzası var. hikayeye tekrar dönecek olursak başlangıçta hayaletlerin tiyatro oyunundan kesitler var ve Pietroya geçiliyor. aslında burada izleyici meraklandırlıyor fakat devamı o kadar sıradan ve basit ki sıkıntıdan telefonla oynanabiliyor. bu kadar ilgi çekici olayların olduğu film nasıl olur da bu kadar kötü olabilir denecek olursa Pietro'nun gay olması durumu çok göze sokuluyor. kuzen

Maria ile aralarındaki dialoglar çok sıkıcı, Pietro'nun çalıştığı pastanedeki sahneler, ev sahibi ve eski kiracının olduğu sahne, tramvay sahneleri travestilerin derin yönetiminin olduğu anlaşılmaz sahne çok gereksiz. evde ilginç olaylar dönerken Pietro'nun hoşlandığı adamla ilişkisi başsız ve sonsuz, oyunculuk için yaptıkları esas konunun yanında da bi şeyler olsun diye yarım yamalak konmuş gibi. hayaletlerle dialoglar (özellikle de oyun kartlarıyla ilgili olanlar) çok boş anlamsız. Pietro'nun hayaletlerden birisiyle yaşadığı ilişki çok garip. evdeki hayalet tiyatrocuların başrol oyuncusu ve onları satan kadının filmdeki yeri yani filmdeki her şey çok baştan savma olmuş. tüm bu sığılıkları ve bayağılıkları geçecek olursak. film evde sıkışan hayaletlerin kim olduğunu nasıl öldüğünü ve bu sırada neler yaşadıklarını anlatacak 5 dakikalık bir film de olabilecekken Pietro'nun son derece gereksiz hikayesi izleyenlere onlarca dakika işkence ediyor. film özellikle de medyada Ferhan Özpetek aşağı Ferhan Özpetek yukarı yağlamalarından sonra çok büyük bir hayal kırıklığı.