İnceleme: Kelebeğin Rüyası

Baştan sona akıcı, uzun olmasına rağmen sıkmayan ve herkesin yaptığı yorumla şiir gibi bir film olmuş Kelebeğin Rüyası. Müziklerinden her bir planına, karakterlerin ve hikayenin kusursuzluğundan oyuncu seçiminin başarısı (Belçim Bilgin hariç) artı oyuncuların başarısına kusursuz denebilecek bir film. Film gerçek iki hayattan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'dan yola çıkmış ve "mükellef" yasasının hayatı biçimlendirdiği şehir olan Zonguldak'ta geçmekte. Çağın hastalığı olan veremin pençesinde bu iki genç şairin şehre gelen bir kızın ardından yaşadıkları anlatılmakta filmde. Dram mizah ölçüsü gayet iyi ayarlanmış ve iyi yürütülmüş filmin sonuna kadar. Ana kahramanların hikayesinin altında bir dönemin ve toplumun durumu, sorunlarıyla birlikte iyi verilmiş. Yine dönem anlatılırken kostümler ve mekanlar çok iyi seçilmiş, kullanılmış.

Belli ki çok büyük emek var bu kadar kostüm, mekan ve figürasyon konusunda. 2005'ten bu yana kapalı olan Sanatoryum'un restorasyonu ve sete yağdırılan kara kadar her şey için çok ince çalışılmış. Aslında ince çalışmaya filmin yönetmeni Yılmaz Erdoğan karakterleri oluştururken başlamış. Hatta karakterler üzerindeki incelik o kadar ustaca ki 1940 yılında geçen filmde 1916 doğumlu Behçet Necatigil'in orta yaşlı bir öğretmen olmasını bile çok rahatça kabul ediyor seyirci. Sanırım bu başarısı karakterleri yaratırken gerçek kişilerden faydalanmasıdır. Bu yönde düşünürsek Yılmaz Erdoğan'ın eşi üzerinden yarattığı bir karakterde eşi Belçim Bilgin'i oynatması çok da eleştirilmemeli ancak Belçim Bilgin'in liseli kız olarak verilmesi ve oyunculuğunda hep bir şeylerin eksik olduğu hissi insanları sorgusuz sualsiz bu eleştiriye sevk ediyor. Onun haricinde Kıvanç Tatlıtuğ'un ilk sinema filmi yanılmıyorsam ve gayet de başarılı oynamış. Mert Fırat için söylenecek bir şey yok zaten yaptığı onca kaliteli filmle kendini ispatlamış bu filmle de kariyerinin üst noktalarında dolaşmaya devam etmiş. Farah Zeynep Abdullah da rolünü gayet iyi oynamış hatta bu filmde başrolü hak ettiğini söylersem yüksekten uçmuş olmam keza liseli kız rolüne daha çok uyardı.

Genel itibariyle herkesin itinayla çalıştığı ve ortaya da mükemmel iş çıkardığı bir yapım olmuş bu film. 2013'ün en iyi filmi olmaya daha şimdiden aday. Bu aralar bir sinema salonunun yakınından geçen varsa hiç düşünmeden bu filme gitsin. İyi seyirler.